5 Ağustos 2013 Pazartesi

2002-2012 TÜRKİYE DIŞ BORÇLARI

IMF'siz Yola Devam...

Bir inci ile başlayalım yazımıza: “Biz göreve geldiğimizde Türkiye'nin IMF'’ye olan borcu 23,5 milyar dolardı. O günden beri ödedik, şu anda 400 milyon dolar borç kaldı, bu son taksit... Önümüzdeki ay onu da ödüyoruz. IMF’ye olan borcumuz bitiyor. Bunu biz başardık, biz!”


Kim söylemiş bu inciyi? Türkiye Cumhuriyeti devletinin başbakanı... Neden gerek gördü acaba? Siyasi rant sağlayacak da ondan. Çünkü halkımızda yanlış bir algı var: Avrupa’ya olan borcumuzu IMF borcundan ibaret sanıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, halkın bu bilgisizliğinden yararlanıyor! Halkı aydınlatacağı, gerçekleri söyleyeceği yerde, cehaleti ‘OY’a çevirmeye çalışıyor. Sayesinde Türkiye’nin dış borçlarının bittiği, sanki yeni bir döneme giriliyormuş izlenimi uyandırıyor. Bu, bir algı yönetimidir kuşkusuz, gerçeği gizleyerek, illüzyon yaratarak…

2 Ağustos 2013 Cuma

CARİ AÇIKTAKİ HALİMİZ

Dış Açığın Asıl Sebebi Nedir?

Dış açık Türkiye’nin başta gelen sorunlarından biridir. AKP iktidarı ile birlikte, çok daha belirleyici ve kaygılandırıcı bir karakter kazanmıştır. Bu yazımda esas itibariyle dış açığı belirleyen faktörler üzerinde duracak, bu kapsamda bir sentez denemesinde bulunacağım.

I) Dış Açık Ve Anlamı

Bir ülke, diğer ülkelerle ekonomik ilişkileri dolayısıyla, bir yıl içinde elde ettiği döviz gelirleri toplamından daha fazla döviz harcaması yaparsa, fazla yaptığı harcama dış açık, diğer bir deyişle “cari açık”tır. Daha somut olarak ifade edersek, örneğin Türkiye 2012 yıl boyunca çeşitli dış işlemlerinden döviz geliri elde etti. Ancak, aynı yıl boyunca döviz harcaması da yaptı. Tabiî, bunların kaydı tutuluyor. Yıl sonunda bakılıyor ki toplam döviz gelirinden daha fazla döviz harcaması yapılmış. Bu durumda döviz geliri (G) ile döviz harcaması (H) arasındaki, harcama lehine olan fark dış açık (a) adını alıyor: H –D = a. Şimdi diyeceksiniz ki, bir ülke nasıl olur da gelirinden daha fazla harcama yapabilir? Yanıtı gayet basit: Örneğin, yabancı ülkelere borçlanıyor veya mevcut döviz rezervlerini kullanıyor.

31 Temmuz 2013 Çarşamba

TİCARİ BANKACILIK ÜZERİNE DERS...

Faiz Dersi

Faiz Nedir?
Piyasa açısından bakarsak faizi, tasarruf sahibinin, tasarrufunu, ihtiyacı olana belirli süre için kullandırmasının karşılığı olarak aldığı bedel olarak tanımlayabiliriz. Ekonomi bilimi açısından faiz iki farklı biçimde tanımlanır: (1) Bir borç anlaşmasının satışı sonrasında elde edilen getiri miktarı, (2) Üretim amaçlı olarak kullanılan sermayenin getiri oranı.

Piyasa Faizi Türleri
Bankaların belirli bir dönem için mevduat karşılığında uyguladıkları faize mevduat ya da borçlanma faizi, topladıkları mevduattan ihtiyaç sahibine verdikleri borçlara uyguladıkları faize de kredi ya da borç verme faizi deniyor.

GÜNÜN KÖŞE YAZISI

Hükümetin Üç Riski

2004 yılında MÜSİAD için hazırladığımız ‘Güneydoğu Asya Tecrübesi Işığında Türkiye IMF İlişkileri’ adlı rapor kamuoyunda çok yankılandı.

Raporda, ‘borç ödemeye ve nakit döngüsünü kurmaya yönelik IMF programı ile krizden çıkılabilir ancak kalkınma olmaz. Bir an evvel IMF ile olan ve ömrünü bitiren istikrar anlaşmasının yerine kalkınma öncelikli bir program ikame edilmelidir’ görüşünü savunmuştum.

Türkiye bu anlaşmadan bir türlü çıkamadı. Buna 2005-2010 döneminde Ergenekon terör örgütünün komploları pek izin vermedi. Muazzam referandum ve ardından gelen 2011 yılındaki genel seçim sonuçlarıyla halk AK Parti’ye ‘artık koşmana bak’ diye hem destek hem de emir verdi. Başbakan da artık ‘çıraklık ve kalfalık geride kaldı, bizi asıl ustalık döneminde görün’ dedi ve umutları yeşertti.

Bugün, bu gücüne ve ustalık dönemine rağmen benim geldiğim yer koskocaman bir hayal kırıklığıdır. IMF gitmiş, modeli kalmış ve sermaye tahakkümü gelip Başbakan’ın kapısına dayanmıştır. İki senedir yazılarımı takip edenler, testi kırılmadan yeterince uyarı yaptığımı bileceklerdir. AK Parti’nin üç adet riskinden bahsede-geliyorum:

29 Temmuz 2013 Pazartesi

İKTİSADİ VE İDARİ TİCARİ İLİMLER AKADEMİSİ

Ekonomi mi, İşletme mi, Maliye mi?

Üniversiteye girecek olanlardan ekonomi ve benzer bölümler arasında seçim yapmak durumunda olan öğrenciler hangi bölümü seçmelerinin iyi olacağını soruyorlar. Öğrencilerin benim bildiğim bölümler arasında seçim yapmalarına yardımcı olmak için bu yazıyı kaleme aldım. Kuşkusuz buradaki değerlendirmeler benim kişisel deneyimlerime göre yaptığım kişisel değerlendirmeler.

Önce ele alacağım bölümleri sıralayayım: Ekonomi (iktisat), işletme, kamu maliyesi (maliye), uluslararası finans, ekonometri, bankacılık ve sigortacılık, dış ticaret, uluslararası ticaret ve finansman, pazarlama (marketing), çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri. Bunlara benzer başka bölümler ya da farklı isimler altında bölümler söz konusuysa aşağı yukarı aynı değerlendirme içine girebilir.